Geçtiğimiz gün arkadaşlarla bir kafede laflıyoruz. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sohbetler nasılsın görüşmeyeli’den başlayıp ilk 5 dakika sonra işsizlikle ve ekonomiyle devam eder. Bizde de aynısı oldu.
Arkadaşlar hukuk fakültesinden mezun oldu bir süredir avukatlık mesleğine devam ediyorlar. Bense ikinci sınıfı tamamlamış bir siyaset bilimci adayı olarak insanları sık sık gözlemliyorum.Torpil, hakimlik sınavları olsun, kaymakamlık sınavları olsun kısacası KPSS-A grubu branşlarında hakkıyla emeğiyle bir yerlere gelemeyen insanların bile başvurduğu bir yöntem oldu artık.
Torpil ile bir yere gelen insanların sayısının azaltılmasını beklerken adeta bir torpil savaşının içine düştük. Anaokulundan bu yana öğretilen ahlak eğitiminin ötesinde üniversitede etik eğitimi alan bireylerin durum değerlendirmesine bile bu durumun rahatlıkla yansıdığını görebiliriz. Yazılı sınavı rahatlıkla geçen bireylerin mülakatta “plaka say” jürisine yenik düştüğü, ilgili meslekle sorulan soruların yakından uzaktan alakasının olmadığı enteresan bir sistem. Bana göre torpilin ana besin kaynağı Türkiye Cumhuriyeti’nin yapı taşları oluşturulurken Fransa’dan alınan Rütbe sisteminden kaynaklanıyor. Tabi zamanla bu sistemde kadro sisteminede yer verilerek şu anda Türkiye’de mevcut personel alımlarında karmaşık bir sistem politikası izleniliyor. Ancak ne olursa olsun bu “kimin dayısı güçlüyse o” algısının önüne geçemedi. Bunun partilerle bir bağlantısı olduğu gerçeği de var tabii. Ama şimdi her iki taraf gibi kayırmacılıkla değilde dürüstlükle söyleyelim ki, torpil parti tanımıyor. Yani kim iktidarsa o iktidara kim hizmet ediyorsa onun yeğeni seçilmeye devam edecek. Peki biz bunu nasıl aşabiliriz?
İlk olarak Z kuşağını X kuşağının yönetiyor olması bu çatışmayı artırmaya devam ediyor. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı yaş ortalamasının 65 olduğu gerçeği de statükoya ve politikalara rahatlıkla yansıyor. Bu torpil savaşları arasında ülkemizin kıymetli beyinleri göç ediyor, kıymetli fikirler toprağın altına hapsediliyor ve ekonomik olarak zayıflamaya devam ediyoruz. Globalleşmeye açık, gençlerin oyunu almak için değil de gençlerin ve ülkenin istihdamını kalkınmasını sağlayabilmek adına yapılan çalışmalara ihtiyacımız var. 2023 seçimlerine bu kadar az bir zaman kalmışken siyaset içerisindeki bitmeyen torpil savaşı da bu külfetin suç ortağı.