Gelişen dünya düzeni ve değişen teknoloji ile birlikte toplumun olaylara bakışı ve olayları algılama biçimi de bu değişime ayak uydurma eğilimi göstermektedir.
Bu algılar kimi zaman toplumsal farkındalığı oluşturma konusunda etkili olabilsede uygulamada sürdürülebilirliği şüphe yaratmaya devam etmektedir. II. Dünya savaşının avantajları ve dezavantajları göz önünde bulundurulduğunda kadın ve çocuk hakları üzerinde keskin ve tabulara dayalı ataerkil toplumun kalıntıları olduğunu görmekteyiz. Bu kırılgan yapılanmaya rağmen kadın ve çocuk haklarının korunmasında toplum olarak ciddi yol katettiğimizi de söylemeliyiz. Oysa bu kısmi başarının arkasında olduğu gibi bugün de katettiğimiz ve katetmeyi umduğumuz yollar binbir çakıllarla, çivilerle ve engellerle dolu.
Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde kadın ve çocuklar dezavantajlı gruplar çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme bireyin “insan” olarak değerlendirilmesi gerektiğinden ziyade toplumsal statüler, önyargılar ve ahlaki normların beklentisine ve uygunluğuna göre şekillenmektedir. Bu kalıp yargılar toplumsal birliği ve bütünlüğü sağlamak hususunda ne yazık ki büyük bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 21. Yüzyıl demokrasilerinde hhaklarını aramak için baş eğmekten vazgeçen kadınların başlarını ezen bir toplum yapısı ve bu vahşi gücün önünde durması gereken meşru şiddet tekelini elinde bulunduran, toplumun güvenliğini sağlamakla mükellef olan devlet ve kamu yöneticileri kadın ve çocuk hakları üzerine konuşmaktan daha etkili bir çözüm yoluna gidilmesi gerektiğini fark etmelidir. Bu farkındalık sayesinde toplumsal bütünlük sağlanabilir.
Birlik beraberliği beraberlik ise daima başarıyı arkasında getirir. Bu çalışmada ise Türkiye’de yasa koyucular tarafından kadın ve çocuk hakları ihlallerine yönelik 2012 sonrası kanunlar araştırılmış olup, öldürülen, alıkoyulan kadın ve çocukların oranlarının 2012-2022 yılı karşılaştırılması yapılarak mevcut yasaların kadınları ve kadın haklarını koruma noktasında başarılı olup olmadığı üzerinde bir eleştiri yapılacaktır.