Ekran bağımlılığının her yaştan bireyin telefon, televizyon, tablet ve bilgisayar gibi çeşitli teknolojik cihazlara kontrolsüz bakma durumu olduğunu ifade eden Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Kahraman, ekran bağımlılığının kişinin ekran başında kalma süresini günden güne artırdığını söyledi. “Ekran bağımlısı kişiler ne kadar oturursa otursun o süre ona yetmiyor” diyen Dr. Özlem Kahraman, “Müdahaleye ve uyarılmaya rağmen kişi kalkmamak istemektedir. Kişi ekran başında olmadığı zamanlarda bile zihinsel olarak ekranla meşgul olmaya devam etmektedir. Ayrıca bu kişiler ekran başında kaldıkları süreleri inkar etme eğilimindedir. Ekran başında olmadığı dönemlerde yoksunluk bulguları dediğimiz gerginlik, sinirlilik ve ne yapacağı bilememe gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Tüm bunların sonucunda da özellikle çocukları göz önüne aldığımızda akademik, sosyal, ruhsal ve fiziksel anlamda işlev kaybına neden olmaktadır. Ekran bağımlılığın nedenleri özellikle yaş gruplarına göre değerlendirecek olursak, küçük çocuklarda ebeveynler çocuklara boş vakitlerini değerlendirmek, yemek yedirmek ve sakince kalmalarını sağlamak gibi nedenlerle ekran başına oturtmaktadır. Daha sonrasında ise bu kontrolsüz ekrana neden olmaktadır” şeklinde konuştu.
"Ekran bağımlılığı çocuklarda dil gelişimini geciktiriyor"
Ekran bağımlılığının çocuklarda öfke nöbeti oluşturduğunu belirten Özlem Kahraman, ayrıca dil gelişiminde de gecikmelere neden olduğunu dile getirerek, “Büyük yaş grubunda ve ergenlerde ise yalnızlığı dindirme, var olan sorunları görmezden gelme kaygı ve depresif gibi duygu durumunu bastırma gibi nedenlerle interneti başta ya da ekranı başta keyif verici rahatlama aracı olarak görmektedirler ama daha sonrasındaysa uzun vadede bu durum olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Sonuçlarına yine yaş gruplarına göre baktığımızda poliklinikte sıklıkla karşılaştığımız küçük yaş grubundaki çocuklarda dil gelişiminde gecikme, bilişsel becerilerde kronolojik yaşa uygun olarak ilerleyememe, çocuğun ekran olmadığı dönemlerde öfke nöbetleri geçirmesi, sosyal problemler görmekteyiz. Daha büyük yaş grubunda ise yalnızlığı giderme olarak kullanılan internetin zamanla kişiyi daha da fazla yalnızlığa itmesi, kaygı, depresif gibi durumların ortaya çıkması sosyal anlamda kaygı yaşamasına neden olmaktadır. Ayrıca daha büyük yaş grubuna özellikle internet kullanımının uzun olmasıyla beraber gece uyku problemleri ortaya çıkabilmektedir. Ekranın yaydığı mavi ışıkla beraber göz tembelliği gibi çeşitli göz hasarları ortaya çıkabilmektedir. Aynı zamanda ekran başında kalmanın neden olduğu bilek, el, omuz, boyun ağrısı ve kamburluk gibi fiziksel bulgularda ortaya çıkabilmektedir” ifadelerini kullandı.
“Akademik kapasitesi iyi olan çocukların derslerinde dahi düşme meydana geliyor”
Ekran bağımlılığının akademik kapasitesi iyi olan çocukların derslerinde dahi düşmeye yol açtığını söyleyen Kahraman, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Öncelikle çocuk yaş grubunu düşündüğümüz zaman internet başına neyin yönelttiğinin farkına varmak gerekiyor. Biraz önce bahsettiğimiz küçük yaş grubundaki çocukların örneğin yemek yedirme alışkanlığını ekran olmadan, oyun ya da oyuncaklar aracılığıyla yapmak bir seçenek olabilir. Daha büyük yaş grubunda yalnızlığı ortadan kaldırmak için sosyal faaliyetler, sanatsal, sporsal faaliyetlere yönlendirme yapılabilir. Ebeveynler bu durumu kendileri aşamıyorsa, süre kısıtlaması sağlayamıyorlarsa veya internet, ekran bağımlılığına ruhsal süreçler neden oluyorsa bu durumda da çocuk psikiyatrisinden yardım almalılardır. Bu süreçte çocuk bütün gününü ekran karşısında harcadığı için ödevlerinde sıkıntı yaşamakta okuluna gitmek istememekte. Akademik olarak kapasitesi iyi olmasına rağmen derslerinde düşme meydana gelebilmektedir. Bütün gün odasında internet başında kaldığı için de sosyal ortamda sıkıntılar yaşamaktadır. Arkadaşlık ilişkisi geliştirememektedir. Bu durumda da yine bilgisayar ya da televizyon gibi teknolojik cihazların çocuğun odasında değil, ortak kullanım alanında olmasını tavsiye ediyoruz.”