Güdül’de her yıl olduğu gibi bu yıl da Cumhuriyet coşkusu ve birlik sembolü olarak yanan sinsin ateşi, vatandaşları bir araya getirerek kültürel ritüelin yaşatılmasını sağladı.
Her yıl düzenli olarak Güdül’e geldiğini belirten Ceren Doğan, "Yıllardır süren bir gelenek. Ben de burada doğup büyüdüğüm için çocukluğumdan beri hep geliyorum. Bugün de işten izin alıp geldim. Özellikle sinsin için. Kaçırmak istemiyordum. Normalde Ankara’da yaşıyorum merkezde. İşten izin alıp özellikle geldim" dedi.
Yüz yıldır süregelen bu geleneğin devam etmesini temenni eden Cahit Gökmen ise, "Geleneksel olarak atalarımızın devam ettirdiği bir gelenek bu. Biz devam ettiriyoruz. Bizden sonraki geleneksel olarak çocuklarımız, torunlarımız, onlar da devam ettirecek. İnşallah yüzyıllar boyu devam eder bu gelenek" ifadelerini kullandı.
Sinsin ateşi hakkında bilgi veren Serkan Baykal ise, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ’Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz’ dediği günden bu yana her sene iki gün boyunca Cumhuriyet atışı yapmaktadır. Buranın yerli halkı birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunu kutluyor. Avcılar Derneği önce gösterilerini yapıyor. Daha sonrasında da sinsin ateşi yakılarak oyunlar oynanıyor. Bu oyunlar da Cumhuriyet’in ilanını temsilen mutluluk açısından oynanan bir eğlence türüdür" diye konuştu.
Sinsin ateşi, bölge halkı için sadece bir bayram kutlaması değil; aynı zamanda bir dayanışma ve birlik geleneğini simgeliyor. Cumhuriyet Bayramı’na özgü bu etkinlikte ateş etrafında söylenen türküler ve sergilenen halk oyunları, Güdül’ün kültürel mirasını ve Cumhuriyet ruhunu yaşatmaya devam ediyor.